Zülfü Livaneli konuşmasına umudumuzu yitirdiğimiz anda yaşamanın anlamının kalmadığını, umuda mecbur olduğumuzu söyleyerek giriş yapıyor. Bir sonraki adımımızı atarken hep bir karşılık beklemez miyiz gerçekten de? Devam edebiliyorsak yarınlardan umduğumuz bir şeyler vardır mutlaka.
Zülfü Livaneli’ye göre umudun en somutlaşmış hali ise Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa Kemal’in hayatında ve bir ülke kurarken geçtiği tüm o yollarda umudun izlerine rastlamamak imkansız. Dönüp o yıllara baktığımızda kazanılmış zaferler, başarıyla sonuçlanmış bir kurtuluş mücadelesi görüyoruz belki ama o sırada Mustafa Kemal ve bu mücadeleyi veren nice insanımız bağımsızlığa erişilen bu sonu bilmiyorlar. Yalnızca inanıyorlar ve çabalıyorlar. Onlara eşlik eden yegane şey yokluğa, bütün o yoksulluğa rağmen umutları.
Konuşmasının devamında kendi hayatından bir kesit anlatan Livaneli zamanın aydınlarıyla birlikte uçak kaçırdıkları iddiasıyla tutuklandığını ve cezaevine götürüldüğünü söylüyor. Yapılan işkencelerden kıvrak zekası ve umudu sayesinde kurtulduğunu da ekliyor.
Kendi günlük yaşantımızdan ülkemizin tarihine kadar zorluklarla karşılaştığımız,karamsarlığa kapıldığımız birçok dönemden geçiyoruz ancak her zaman yüreğimizde taşıdığımız umut sayesinde bu dönemleri ardımızda bırakıp aydınlığa varabiliriz. Tıpkı yıllar önce verilen milli mücadeleyle vatanımızın işgalden arınmasının ardından Cumhuriyetin ilan edilmesi gibi.
Şu sıralar ilerlemek için bir şeylere tutunmaya ihtiyacınız varsa tarihe bakabilir, Zülfü Livaneli’nin bu konuşmasını izleyebilirsiniz. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun, umutla ve ilhamla kalın! -Bengü Çakır